14 Şubat 2011 Pazartesi

Tabe Kıyamet Sorunsalı



Birkaç zamandır kulağımıza bişeyler çalınıyordu, ancak Tabe Kıyamet sahibi Tunç Tuncayın açıklama yapmasından sonra sizlerle paylaşmayı daha uygun görmüştüm. Şimdi ortadaki iddaa ve Tunç Tuncayın bugün olayla ilgili yaptığı açıklamayı sizlerle paylaşıyorum.

İlk olarak iddaaların dile getirildiği yazı:

Tabe Kıyamet Emek Hırsızlığı

Sevgili moda severler,
Bildiğiniz üzere iki sene önce kurulan Tabe Kıyamet isimli vintage butik, kurulduğu günden bu yana, Facebook’ta sürekli kendi ürünlerinin içerisinde olduğu fotograf çekimlerini yayınlamaktadır. Peki bu kadar yeni ve kurumsal olmayan bir firma bu kadar bütçeyi nasıl bulmaktadır, nasıl bu kadar reklamını yapmaktadır?
Bundan iki sene öncesinde Tabe Kıyamet’i ilk olarak Deniz Özgün ve Begüm Yetiş’in çektiği fotograflar ile Facebook’ta tanıdık. Bundan öncesinde çekimler için kıyafet vermeyen Tabe Kıyamet, bu çekimin başarısının ardından başarılarına diğerlerinide eklemeyi hedef edindi. Bunun için ise izlemek istediği yol, yeni sayılabilecek başarılı fotografçılara bırakın ücret ödemeyi , aslı olmayan vaadler ile kandırıp, çevrelerini kullanıp, onlardan faydalanmaktı. Bu vaadler ise kendilerinin sahip oldukları reklam camiasına onları sokmak ve onları çalıştırmaktı. Ama onlar ile çalışan hiç bir fotografcı bu vaadlerın karşılığını alamamıştır ve emeklerinin karşılığı sonuçsuz kalmıştır.
En son olay ise Tabe Kıyamet’in gerçek yüzünü ortaya koymaktadır;
Bildiğiniz üzere, Tabe Kıyamet şu anda üyesi olanları Paris’e götürme vaadinde bulunuyorlar. Bu Paris vaadlerinin bir benzeri bundan yaklaşık iki ay önce gerçekleşmiştir, ama hiç bir üye Tabe Kıyamet’in ekonomik zorluklarından dolayı Paris’e gidememiştir fakat Tabe Kıyamet yineden Facebook üzerinden haksız ve yalan reklamını yapmıştır.
Tabe Kıyamet’in şu anda Facebook’ta kullandığı Paris fotograflarının aslı ise şöyledir;
Yukarıda bahsedildiği gibi bundan 2 ay önce Tabe Kıyamet, Deniz Özgün ile Paris’te bir fotograf çekimi gerçekleştirmiştir. Deniz Özgün’ün favor olarak gerçekleştirdiği bu çekim süresince beklenmeyen olaylar  gerçekleşmiştir. Air France’ın sözde sponsor oldugu çekimde Air France değeri nerdeyse 1 euro olan hediye biletleri Tabe Kıyamet’e vermiş ve gerisine hiç bir şekilde karışmamıştır, hatta bu ekipte olan herkes kendi uçuş vergilerini kendi ceplerinden ödemiştir. Tabe Kıyamet bu çekim için herhangi bir konaklama ayarlamamış, ekipte olan Deniz Özgün ve asistanı hariç herkesi orda yaşayan bir arkadaslarının evinde zor koşullar altında konaklatmıştır. Daha sonrasında bu arkadaşları Tabe Kıyamet ekibini istenmeyen sebeplerden dolayı kapı önüne koymuştur, bunun sonrasında Tabe Kıyamet, Deniz Özgün’ün iyi niyetini kullanarak  onun Paris’te bulunan evinde kalmayı istemişler ve Deniz Özgün bunu kabul etmiştir. Yine iyi niyeti kullanarak Deniz Özgün’e Paris’te -7 derecede 4 gün boyunca sabahın erken saatlerinde başlayıp gece geç saatlere kadar süren ve styling adına hiç bir şey bulunmayan çekimler yaptırmışlardır. Bu çekimler için Deniz Özgün’e, saç-makyaj sanatçısına ve modele para ödememişlerdir. Paris’te herkes kendi giderlerini kendi ödemiş ve çekim yerlerine ulaşım ise soğuk hava şartları ve ağır ekipmanlarla sadece metro ile sağlanmıştır.
Buraya kadar herşey normal gözükse de asıl emek hırsızlığı bundan sonra başlamaktadır. Tabe Kıyamet tamamen favor ve sözde sponsoru olan bu çekimi bir dergiye, fotografçı ve emeği olan diğer insanlardan habersiz, onları hiçe sayarak satmak istemiştir, üstelik başka dergilerin de bu çekimi istediği asparagas haberini kullanarak. 60 fotoğraf karesinin olduğu bu çekim için Tabe Kıyamet aşağı yukarı 4.500 tl  gibi bir rakkam önermiş ve Deniz Özgün’e bu fiyatın %20 sini teklif etmiştir. Diğer emeği olan insanlara ise durumdan bahsetmemiştir.  Deniz Özgün ise böyle bir saçmalığı kabul etmemiştir. Sonrasında ise Deniz Özgün’ü kabul etmesi için çeşitli yollardan tehdit etmişlerdir. Onun piyasada karalama politikası başlatmışlar ve fotoğrafları vermediği takdirde onu mahkemeye vereceklerini söylemişlerdir.
Yaşanan olaylardan sonra fotoğrafları Tabe Kıyamet’e vermeyen Deniz Özgün’den fotoğraflar onun izni olmadan ele geçirilmiş, Facebook’ta fotoğrafçının rızası olmadan ve ismi kullanılmadan paylaşılmıştır. (http://www.facebook.com/profile.php?id=100000944335399#!/album.php?fbid=194817800545540&id=156261531067834&aid=56482 )
Bu emek hırsızlığı değil de nedir? Emek hırsızlığı yaparak  hak idda eden bu kuruluşun yaptıkları sanat ve sanatla uğraşan herkese adına ibret alınacak bir olaydır.


Ve Tunç Tuncay'ın cevap ve açıklama niteliğindeki yazısı:

Gerçekler (başlıklar yazıların sahiplerine aittir)

Merhaba;
Ben Tunç Tuncay. Tabe Kıyamet’in kurucu ortaklarındanım.
Yaklaşık 2 yıldır kendi elimizde olanlarla birşeyler yaratmaya çalışmaktayız.
Bu bağlamda birçok genç yetenekle barter şeklinde çalışmalar yapmaktayız . Bu çekimler sayesinde portfolyosu olmayan genç yeteneklere portfolyo imkanı sağlanmıştır.
Bu süreçte gördük ki bizim yapımızda birçok butik yapısı oluşmakta ve arkamızdan bize danışılmadan dedikodu ve asparagas haberler yapılmaktadır.
Bu durumuda son derece normal karşılamaktayız.
Bahsi geçen olayda bize sorulmadan yayınlanan bu yazı bize ve bana cevap hakkı doğurmuştur.
Biz bu yazının kimin tarafından ele alındığını zaten bilmekteyiz.
Gelelim esas konuya.
Bahsi geçen proje Tabe Kıyamet ile Air France tarafından gerçekleştirilmiş ve Deniz Özgün bu projede yer alacak genç amatör fotoğrafçı olarak tarafımızdan 5 aday arasından seçilmiştir.
Her zaman elimizdeki imkanları daha öncede olduğu gibi Deniz Özgün lehine kullanmışızdır, çünkü kendisinin yeteneğine inancımız sonsuzdur.
Bu projenin esas gerçekleştirilme tarihi Ocak sonu olarak planlanmasına rağmen, tüm yaşanacak olumsuzluklar Deniz Özgün’e iletilmiş ve bu koşullarda olursa erken yola çıkılacağı söylenmiştir.
Bu proje büyük bir prodüksiyon değil en baştan beri gerçekleştirdiğimiz gibi amatör ruhla gerilla şekilde gerçekleştirilmis bir projedir. Kendisi bu şartlar altında bize konfirme etmiş ve yola çıkılmıştır.  Model, yol ve çekim sırasındaki masrafları bizim tarafından karşılanmıştır.
İlave olarak kendisine Canon 5D Mark II bir fotoğraf makinesi alınmıştır. Bu fotoğfar makinesi yaşanan tüm olaylardan sonra kendisinden geri alınmıştır.
Aslında burada bizim inacımız; genç amatör bir fotoğrafçının kazandığı her kuruşu kendisine ve geleceğine yatırmasıdır. Yani giyimine, kuşamına, veya telefonuna değil.
Proje sonuçlanmış, hava muhalefetinden dolayı herkes ülkeye geçte olsa geri dönmüştür.
Sonrasında bilindiği üzere Deniz Özgün skandalı patlamıştır. Bu süreçte biz kendisine elimizdeki kanallardan desteğimizi devamlı iletmişizdir fakat bilinmesi gereken birşey vardır ki, bizim Tabe Kıyamet olarak 3. Şahıslara karşı sorumluluklarımız mevcuttur. Buda bize sağlanan desteğe karşılık gerekli kampanyayı başlatmamızdır.
Deniz Özgün’e bütün çabalarımıza rağmen ulaşamadığımızdan dolayı kendi yapımız altında sorunlar yaşanmıs ve tekelimizde olmayan bu durum 3. şahıslara verdiğimiz sözleri tutamamıza neden olmuştur.
Air France dahil olmak üzere ,bizleri ve iş etiğimizi bilen şahıs ve kurumlar desteklerini eksik etmemişlerdir.
Bunun üzerine kendisi ile mail yoluyla irtibata geçilmiş yapılanın yanlış olduğu anlatılmıştır. Kendisinin bize cevabı kedi can derdinde bizim ise et şeklinde olmuştur.
Bu yaklaşım çok yanlış bir yaklaşımdır. Burada Can derdinde olunacak durum ‘bizim’ tarafımızdan yaratılmamış, Deniz Özgün kendiği verdiği kararların sonuçlarını yaşamaktadır. Üstüne üstlük tarafımıza bu yaşanan skadalla alakalı herhangi birşey danışılmamıştır. 
Biz sorumlu olduklarımız noktasında konuşup, ona gore hareket etmeye devam etmişizdir.
Olayın üzerinden yaklaşık 10-15 gün geçmesinden sonra Deniz Özgün ile mail ortamında irtibat sağlanmış ve kendisi bize fotoğrafları göndermiştir. İstenilmesi durumunda bu mail kamuoyu ile paylaşılabilir. Kısaca burada çalınan fotoğraflar yoktur. Bizim olan bize ‘EKSİK’ olarak teslim edilmiştir
Burada emek hırsızlığı denirken bizce 3 kere düşünülmelidir.
1) Deniz Özgün’ün şu andaki portfolyo’sunun %80-%85 lik kısmı bizim network ümüz sayesinde yaratılmıştır. Göz atabilirsiniz.
2) Deniz Özgün, Paris’te bize kendisi için çekimler yapacağını belirtmiş, tüm dünya hakları hala bizim üzerimizde olan modeli kullanmıştır. Burada ‘Size’ dergisi için yapılan çekimlerde Tabe Kıyamet’e ait kareler kullanılmıştır. Bize belirtiği ve bizimle ARTY konu başlıklı mailda yer alan karelerin dışına çıkılmıştır. Ayrıca ismini burada veremeyeceğim bir marka için yapılan çekimler tarafımıza hiçbir hak ödenmeden Billboardlara basılmış ve markanın reklamı yapılmıştır. Burada biz hiçbir maddi gelir elde etmememize rağmen  Deniz Özgün bu iş sonrasında markanın look book unu çekmiş ve kendine dolaylı yoldan gelir elde etmiştir. Bize Deniz Özgün tarafından söylenense çekilen fotoğrafların sadece Facebook mecrasında kullanılacağı yönündeydi.
Tüm bu yaşananlardan sonra Paris çekimlerini bir dergi satın almak istemiş ve bir mebla teklif edilmiştir. Deniz Özgün’e burada maliyetler çıktıktan sonra yüzde 20’lik bir pay verileceği ve geri kalan paranında diğer emeği geçen kişilere dağıtılacağı yönünde olmuştur.
Fakat kendisi bana olan şahsi borçlarını silmemiz karşılığında fotoğrafların ‘yüksek çözünürlüklerini’ teslim edeceğini belirtmiştir. Tamamen iyi niyet ve güven çerçevesinde verilmiş bir borcun silinmesi karşılığı Paris çekimlerini teslim edeceğini söylemesi okuyanların kendi muhakemesine bırakıyoruz. Bu etik dışı harekete karşı bana olan borcunun sabit kalacağını ve fotoğraflları dergiye satmayacağımızı kendisine belirtmişizdir.
Sonuç olarak, biz piyasadaki söz sahibi kişiler tarafından bize ‘çok şımartıyorsunuz’ denmesine rağmen tüm imkanlarımızı Deniz Özgün yönünde kullanmışızdır.
Kendisinin yeteneğine saygımız hala sonsuzdur.
Fakat burada kendisine birçok kez söylenmesine karşı son bir kez daha görülmüştür ki ‘Bu kafa ve yapıyla bu piyasada’ iş yapması çok zordur.Zaten kendiside bu ülkeden birşey olmayacağını ve kendisinin yurt dışına gideceğini birçok kez tarafımıza belirtmiştir.
Tam olmayan portfolyo ile iş yapılması imkansızdır.
Son zamanlarda yaptığı hareket ve strateji hatalarından dolayı bize verebileceği zararın 10 katını kendi geleceğine vermiştir. Yolu ve şansı açık olsun dileklerimizi iletmek isteriz.
Tüm yaşanan bu etiğe aykırı durumlardan sonra kendisinin tüm çekimlerini Facebook sayfamızdan zaten kaldırmıştık.
Bilinmesini isteriz ki bizim tehditle işimiz hiçbir zaman olmamıştır.
Elimizde kendisine dava açabilecek yeterli döküman ve deili olmasına rağmen, biz bu yolu seçmemişizdir.
Çünkü biz bu tip ucuz yollu, ‘içi boş sansasyonlarla’ değil, daha yapacağımız birçok ilk işle anılmak istemekteyiz.

Sonuca gelmek gerekirse;
Ben Tunç Tuncay olarak aynı şekilde yoluma devam edeceğimi sizlerle paylaşmak isterim. 
Birçok yeni fotoğrafçıya barter yollu destek vereceğim.
Deniz Özgün’ün yolu açık olsun. Bana olan borcu hala sabittir. Kendisinin mail ortamındada bahsettiği gibi adam olarak bana bunu ödemesini beklemekteyim.
Bize daha çok saldırılar olacağını bilmekteyiz ve buna görede planlamalarımızı yapmaktayız.
Kendimizi dev aynasında görmemekteyiz ve ayağımızı yorganımıza göre uzatmaktayız.
Kopya çekmemekteyiz ve yaratmaktayız.
Sevgilerimle
 Tunc Tuncay
Not: Bu yazılanlar Tabe Kıyamet emek hırsızlığı yazısına karşın ben TUNÇ TUNCAY ın kaleme aldığı bir cevaptır. İsmini saklayanlara ithaf olunur.
Ayrıca zamanında ‘abi senin yaptıklarını bana abim bile’ yapmıyor denmesine karşın gelinen nokta, beni çok ama çok üzmektedir.



---------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Yorumlamak size kalmış..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

pardon ama ben tabe kıyamet yetkilisinin yazdıklarından hiçbir şey anlamadım. biz şöyle yapmışızdır böyle yapmışızdır demekten başka bir şey söylememiş. iddiaları çürütmemiş. bunun yanında fotoğrafçının şahsına yönelik karalama yapmış. aba altından sopa göstermiş. ayrıca aynen katılıyorum gözlükler son derece adi görünümde olmasına rağmen aşırı pahalı, güya vintage mağazası, 50-60-70lerin stilini yaşatan tasarımlar satıyor ama bunların hiçbiri vintage parçalar değil gördüğüm kadarıyla. yani o yıllarda üretilip bugüne gelmiş parçalar değil, yeni üretilmiş parçalar hepsi. üstüne üstlük fotoğrafçının parasını nereye ve nasıl harcayacağı kendisini ilgilendirir ister geleceğine yatırım yapar ister kılık kıyafet alır. parasını nasıl harcayacağı hakkında ahkam kesilmesi komik olmuş. tabe kıyamet yetkilisi kendisiyle çelişmiş sürekli, bir amatör ruhlu gerilla çekim yaptık diyor, bir bizi tanıyan firmalar destek verdi diyor. air france gibi bir şirket bir moda çekimine sponsor oluyorsa hiç de gerilla bir işten bahsedilemez. ayrıca air france sizi nasıl ve nerden tanıyor allahın ufacık butiği değil mi burası. çok saçma gerçekten. ve ayıp.

çilekli süt dedi ki...

ateş olmayan yerden duman çıkmaz bence iddia doğru.. ve nefertiti haklı ucuz gözlükleri iyi örnek vermiş..